Ne kışlar eskisi gibi, ne de hayatın seyri!.. büyük bir karmaşa ve koşuşturmaca içinde geçiyor günler, aylar, mevsimler!. Ocak, Şubat...derken, kar yüzü göremeden, dallarımız çiçeklendi yeniden. Oysa kütür kütür karlı yollarda yürüyecektik daha! El emeği göz nuru ördüğüm atkımı takacaktım boynuma, yüzüm kızaracak, ellerim kartopu oynamaktan bitap düşecek, yine de içimdeki çocuğun enerjisiyle, bana mısın demeyecektim! :) bir de kardan adam yapıp selfiler çekecektik ki, anı defterimize not düşecektik bunu da! Ama olmadı işte! Ne diyelim!. Yine de belli olmaz, eskilerin deyimiyle, belki "mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır!" ne malum! :))
Hayat pür telaş, dolu dizgin ve bir o kadar da kaotik bir biçimde akıp giderken; bense elimden geldiğince bu heyulaya kapılmamaya gayret ediyorum. Ama tabi ki, tamamen de izole edemiyorum kendimi.
Şairin dediği gibi; "Ne içindeyim zamanın / Ne de büsbütün dışında / Yekpâre, geniş bir ânın / Parçalanmaz akışında *" yım adeta!